Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre dünya genelinde 1 milyardan fazla aşırı kilolu veya obezite hastası bulunurken 2035’te bu sayının 4 milyarı aşacağı tahmin ediliyor. Günümüzde artan yoksulluk nedeniyle yetersiz beslenme, ofis, ev ortamında geçirilen sürenin artması, öğünlerde sağlıklı beslenme yerine hızlı atıştırmalıkların tüketilmesi, genetik yatkınlık, hareketsiz yaşam gibi nedenlerle obez olarak tanımlanan kişilerin sayısında artış yaşanıyor.
Obezite gündelik hayatta kişinin yaşamını kısıtlarken, kalp hastalığı, Tip-2 diyabet ve bazı kanserler dahil birçok ciddi sağlık sorununun oluşma riskini de arttırıyor. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından 2023 yılında yayımlanan “Türkiye Sağlık Araştırması 2022” raporuna göre boy ve kilo değerleri kullanılarak hesaplanan vücut kitle indeksi incelendiğinde; 2022 yılında kadınların kadınların yüzde 23,6’sının obez ve yüzde 30,9’unun obez öncesi, erkeklerin ise yüzde 16,8’inin obez ve yüzde 40,4’ünün obez öncesi olduğu görüldü.
Konuya ilişkin Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulunan Halk Sağlığı Uzmanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Kılıç, obezitenin Türkiye’de önemli bir problem olduğunu belirterek “Türkiye’de toplumun yaklaşık olarak üçte ikisi ya obez ya da obez öncesi dönemde. Bu durum uzun vadede şeker hastalığının artmasına, kalp ve damar hastalıklarına artmasına ve böbrek fonskiyonlarının da bozulmasına yol açacaktır” dedi.
KADINLARDA DAHA FAZLA
Kılıç, kadınlarda obezitenin daha fazla görüldüğünün de altını çizerek, kadınların daha dikkatli olması gerektiğini vurguladı. Obeziteden korunma için dengeli beslenmenin önemine dikkat çeken Kılıç, yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
* Dengeli ve düzenli beslenilmeli.
* Karbonhidrat ve şeker ağırlıklı besinler az tüketilmeli.
* Hareket edilmeli ve egzersiz yapılmalı.